28 Aralık 2015 Pazartesi

BAK BEN NE YAŞADIM


KONSERİN DIŞINDA MEKAN HAKKINDAKİ DÜŞÜNDÜKLERİM


Bodrum'a geldiğimde hemen Fazıl Say konseri için biletimi almıştım.
27 aralıkta olacak iki konserden-saat 17:00 ve 20:00 de olacaklardan 1. sini tercih etmiştim.Konser,tiyatro gibi etkinlikler daha önce Bodrum Nurol Kültür Merkezinde yapılırken şimdi Ortakent TED Bodrum Kolejinde yapılmaya başlanmış.Ortakent'te yaşıyor olsanız bile burada yapılan etkinliğe arabasız gitmeniz mümkün değil.
Eğer benim gibi dolmuşla gitmeye kalkarsanız ana caddede inip koleje yürüyerek gitmeniz gerek.
Ana caddeden sizi koleje götürecek ara yolda ise çoğunlukla kaldırım yok.İki araba karşılıklı geldiğinde bahçe duvarına yapışmanız gerek.
Koleje vardığımda sinirliydim.
Bu kadar mesafe olacağını düşünmemiştim.
Konser sonrası konserden çıkanların ve 2. konsere gelenlerin arabaları bu ara yolda hareket halindeyken karanlıkta bir arabanın altına girmeden caddeye nasıl çıkacağımın derdine düştüm.Bir yandan da burada sahnelenecek tiyatro oyunu için bilet almadığıma şükrettim.
Afişlerde adı yazılı bilet satılan "art..." lı mekandaki beyefendinin oyunun kaç perde olduğunu soran kıza öyle gazep gazep 
"Oyun ya bir perdedir ya iki perdedir"
demesi kadar her şey toz pembe değil.Hoş,biletini sattığı (belki de organizasyonunda yer aldığı) bir etkinlik hakkında bilgisinin olmaması kadar kötü bir şey var mı?Türkiye'de sanat böyle insanların arasında kendine yol bulmaya çalışıyor.Bence afişlere bilet satan bu mekanın ismi yerine
"Etkinliğe arabayla gelinir."
notu eklenmeli.Dolayısıyle kolejde yapılacak diğer etkinliklere katılma olayım bu konserle son bulmuş oldu.

Ana caddeler üzeri alışveriş merkezleri ile dolduruluyor ama sanatın icra edileceği yerler ise uzak yerlere atılıyor.
Buraları şehirleştirmeye çalışacağınıza bırakın küçük bir sahil kasabası olarak kalsın (hoş artık ok yaydan çıkmış bir kere).
Bir yeri sadece deniz,güneş,eğlenceye odaklarsan kışın esnaf iş yok diye ağlayıp durur.Böyle bir yerde bilmem falanca bilmem filanca markalarının olduğu alışveriş merkezlerine ne gerek var yahu.Onların yerine dinleti ve gösteri salonları açıp yaza yayılan festivallerin yanında kışın gerçekleştirilen dünyanın toplandığı merkez haline gelebilecek festivaller yapılsa kötü mü olur?

Hadi diyelim belediyenin sınırlı bütçesi var,her ay bilmem kaç milyar lira aidat ödeyen zengin insanlar (Cem Yılmaz isyan edince aidat olarak büyük paraların ödendiğini görsel ve yazılı basından öğrenmiştik) böyle bir şey için el atamaz mı?
Yaşadıkları Bodrum'a güzel bir şey hediye etmiş olmazlar mı?Şehircilik bakanlığını ağzıma bile almak istemiyorum.O kurum sadece kupon arazilere iyi para edecek bina dikmeye yarar.

Etkinliklere katılmayı 4 gözle bekleyen ben'den bunun çalınması hiç hoşuma gitmedi.Etkinliği gerçekleştirenler kim ya da kimler olursa olsun herkes için gelmediklerini bilsinler.

NOT :
Fotoğraf bana aittir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder